Dr. Kamil Güler
Dagıstan\' da KUMUKLARA ilgilı (veya karşı) uygulandıgı Ethnosid ve Tehcir politikalar
Giriş
Bildirimizin konusu - Dagıstan da Sovyet iktidarlarının
1920-1980.yıllarda KUMUKLARA ilgilı uyguladıgı Ethnosıd ve Tehcir
politikaları. Tabı ki bildirimizde şimdiki postsovyetik politikalara da
deginejegiz. Şunu bellirtmemiz lazim: bu konuda saglıklı ve yeterli
incelemeler, ancak Sovyet\'lerin kısa ve uzun dönemli hedefleri dikkate
alınarak yapılabilir.
Bolşevik ihtilalından sonraki ilk yıllarda genel kalkınma
hedefleriyle, Dagıstan ve Küzey Kafkasy\'daki özel amaçlarını
belirlediler. Bunlara ulaşmak için, siğstemli bir şekilde, acımasızca
sert tedbiler uyguladılar. Şimdi 21.yüzyılın birinci ceyreginde
postsovyetik (Sovyet sonrası) dönemde bu politikaların geride
bıraktıkları izlerin, ozellikle de bu gayelerin, degerlendirilmesi
gerekmektedir.
1. Kumuk Türkleri Sovyet İktidarların hedeflerinde
Dagıstan\'da Sovyet iktidarının kurulmasıyla birlikte Kumuk
Türkleri de diğer Kafkasya halkları gibi Sovyet hükümetinin etnik asıllı
politika ve uygulamalarına hedef olmuştu. Bu polıtikaların genel amaçı
-eskiden beri Kafkaslarda kendiliginden gelen yani dogal tarihsel bir
tirkleşme sireçi engellemek ve Rus Dilinde konuşan Sovyet halkını
yaratma (şekillendirme) olmuştu. Avrasyacı rus jeopolitik bilgini
Nikolay Trubetskoy bolşeviklerin boyle bir genel amaçlarının bu şekilde
dile getiriyordu (rusça alinti yapıyorum):
"Вряд ли в интересах России допускать такую тюркизацию Дагестана.
Ведь если весь Дагестан тюркизируется, то получится сплошная масса
тюрков от Казани до Анатолии и Северной Персии, что создаст самые
благоприятные условия для развития пантуранских идей с сепаратистским,
русофобским уклоном. Дагестан должен быть использован как естественный
барьер на пути тюркизации этой части Евразии"
[13].
(Tercinesı: Dagistanın türkleşmesi Rusiyanın faydasına olamaz.
Eger Dagıstan türkleşirse, Kazan dan Anadolu ya ve Küzey İrana dek
yayılan bir Türk Eli oluşmak mümkündür. Böyle bir takdırde panturanist
ayrılıkçılık ve rusofobi idelların geşmesi için en iyi şartlar
dogulabilir. Avrasyanın bu bölgesinde Dagıstanı biz Türklügün aleyhinde
dogal engel olarak kullanmak zorundayız).
Bu yüzden de - Nikolay Trubetskoy,un fikrince - Bolşevik Rusıyası
Kumuk Türklerin aleyinde yanı onların bu bölgedeki hızla gelişmesi ile
hakim unsur olarak yükselmelerin engellemek için Avarlar ile Dargileri,
Azeri Türklerin aleyhinde ise,- Lezgileri desteklrmek zorundadır. Demek
ki onlara karşı yerel mılliyetçiligi körüklendirmekdir.
Bunu yapmak için de ilk olarak Kuzey Kafkasya,da tarih boyu
hakimlik yapan ve Kafkasya milletleri sırasında en gelişmiş Türkleri
Türk Dünyasından Tecrid etmek ve tarihler boyu onları barındıran
anavatanlarına Türk olmayan daglı (Avar, Dargi, Lak ve saire) kavimleri
ve hiristıyan milletleri aşırı ölçüde göç ettirerek, kısa ve uzun
dönemli perspektifde Rusların \'etnik kazanlarında\' kaynatarak, yani
assimile ederek, rusça konuşan "yeni milleti" dünyaya getirmek gerekirdi
[3]. Bunu yapmak için Sovyet iktidarları
Kumuk Türkleri,ne akraba olan veya tarihden beri onların etki alanında
yaşamış olan küçük etnik azınlıklara millet statüsü kazandırılırken,
ülkeye dışarıdan yapılan göç akını da hızlandırıldı. 1926 yılında
Rusların Dagıstan,daki nüfusu 66 000 ulaşıyordu. En çok göç alan
Kumukistan ovaları, özellikle de Anjikala (Mahaçkale) bölgesiydi. 1926
yılında Mahaçkale,nin nüfusu 32 000\'e ulaşıyorduı. Ruslar şehir
nüfusunun % 50 oluşturuyordu. Kumukların oranı ise sadece 7.7 idi.
Bunlara Tatarları ve azerbaycanları da eklersek bu rakam 25\' e
ulaşmaktaydı. 1939 da ise Ruslar,ın Dagıstandaki nüfusu 195 000
varmıştır Mahaçkale şehirdeki oranı %60-65 çivarında idi. Bu rakamın bu
denli kabarması goçler sonuçunda gerçekleşmiştir
[12] .
2.Kumuklar\'ın bolşevik ihtilal ve İç savaşlar süreçindeki nüfus kayıpları (1917-1922)
Bu konuyu biz sadece teori-hipotez şeklinde incelemeye
deginejegiz, çünkü ona ilgili kaynaklar bugüne kadar gizlidir. İlk once
Rusiya ve Dagıstan da 1880-1926, 1939 yıllar arasında yapılan nüfus
sayımlara dayanarak bazi fikiler uretebiliriz.
Kumukların nüfusu 1880"de 80.000 olarak tahmin edilmiştir.
Aristov bunların 108.320 (1891.de - 108.800) oldugunu yazıyor. N. Marra
göre, 1920" da bunları 112.000"ı bulmuşlar idi. J. Deny(Grammaıre de la
Langue Turque. Parıs,1921), Kumuklar hakkında eski kaynaklara dayanarak,
83.000 rakamını vermektedir. Ondan 5 yıl sonra, 1926"da yapılan nüfus
sayımı Kumukları 97.000 olarak göstermiştir. W. Bartold (Eİ) ayni yıl
için 100.000 rakamını zikrediyor.
Kumuk Türklerinin dahil bulundugu Dagıstan Cumhuriyetinin 1920
nüfusu hakkında gösterilen üç ayrı rakam arasındaki büyük fark göz
önünde tutulursa, Kumuk nüfusunun da çok noksan kaydedilmiş oldugu kabul
edilebilir. Meselen, 1926 sayımına göre, Dagıstanın umumi nüfusu
800.000 (Kumuklar - 97.000) iken, ayni yılda ıntişar eden Dagıstan
cografyası (Б.Ф. Дубровин. География ДССР. М. 1926) bu rakamı 197.734
fark ile, 992.734 olarak göstermiştir.
Halbuki N. Samurskiy (Дагестан. Махачкала.1926) ile İ. Traynin
(СССР и национальные проблемы. Tula.1926),ye göre, Dagıstanın 1926"daki
nüfusu, resmi istatistikin gösterdiginden 460.000 fazla olmak üzere,
1.260 000 idi.
Kumuk Türklerinin dahil bulundugu Dagıstan Cumhuriyetinin 1926
nüfusu hakkında gösterilen üç ayrı rakam arasındaki büyük fark göz
önünde tutulursa, Kumuk nüfusunun da çok noksan kaydedilmiş oldugu kabul
edilebilir. Bu hesaba göre, Kumukların da nüfusu 1926 yılı için, en az,
150.000 tahmin edilebilir. Meselen, inguşlar ile çeçenlerin bu
dönemdeki nüfus artışları yüzde 50 çivarında sayılır.
Tablo 1
Kumuklar,ın Nüfus Dagılımları ve Artışı
(1880 -1926 yıllar)
1880 | 1891 | 1897 | 1920/1921 | 1926 | 1880-1926 nüfus artışı |
80 000 | 108 000 | 74 595 | 112 000/83 000 | 97000/100 000 | 20 000 |
Demek ki, Kumuklar 1918-1921. Yıllarda Dagıstanda ve Küzey Kafkasyada
meydana gelen iç savaşlarında, onların sonuçunda, tahminlerimize göre,
en azından 50 000 kişiyı kaybedenin görüyoruz. Buna ilgili analitik
verilere
[10, 11] dayanarak şunu da soyut
şeklinde söyleye biliriz. 1902 de Kafkasyadaki Terski oblastnın
Hasavyurt, yani Kumuk okrugunda hesaba alınmış kumukların rakamı 31 519
[7]. 1926 yılki resmi nüfus sayımına gore
ise - 23 220 idi, yani 15 999 kişiye azalmıştı. Ayni negative sonuçu
Kumuk Türklerinin digger bölgelerinde de görüyoruz. Meselen, Dagıstan
oblastnın Temir-Han-Şura ve Kaytag-Tabasaran okruglarında yaşayan
Kumukların rakamı 1897 de 74 596 ulaşmışken,1926 da ise - 68 179
düşmüşdü. Demek ki, 6 417 kişisini yitirmişti
Tablo 2
Kumuk nüfusunun dagılımı
(1926 yıl)
Şehirler | Kişi | Okruglar | Kişi |
Boynakski | 2 703 | Avar | 5 |
Mahaçkale | 2 445 | Andi | 11 |
Derbent | 53 | Açıkulak | 59 |
Dag.Ogni | 55 | Boynakski | 33 163 |
Kızlar | 470 | Mahaçkale | 18 644 |
Hasav-yurt | 807 | Gunib | 3 |
| | Dargi | 16 |
| | Derbent | 2 360 |
| | Kızlar | 798 |
| | Kaytak-Tabasaran | 8 769 |
| | Küre | 3 |
| | Lak | 4 |
| | Hasav-yurt | 23 520 |
Tümü: | 6 533 | Tümü: | 87 957 |
1926 ile 1929 yıllar arasındaki negatif durumları da ayni gelişmeyi
kaydetmektedir. Kumukların rakamı daha da 736 kişiye azalıyor. Bu
rakamlara 1930 yıllarda bolşevik rejimi tarafından uygulandıgı geniş
şekildeki repressiyaların neticelerin de göz ardı edemeyiz. Meselen,
1926 yılındaki Rusıyada yapılan nüfus sayımına göre Dagıstanda yaşayan
Kumukların genel rakamı 100 000\'ü 1929 yılındaki resmi verilere göre
ise - 82075 düşmüştü. Bu rakamlardan anlaşıldıgına göre, geçen
yıılarında Kumukların nüfus artişı kesilmekte ve onların rakamı 22 416
kişiye azalmaktadır. Şüphesiz ki, böylece yüksek nüfus kayıplar Sovyet
İktidarlarları uyguladıgı ethnosit politikalarin bir somut ve vahşi
sonuçu oldugunu görmekteyiz. Kumuklarda nüfus artışı ise sadece
1929-1939 yıllarda geçekleşmekte. Onların rakamı bu yılların içinde 114
194 ulaşmakta ve nüfus artışı 32 119 (28,1%) idi. Ama bu rakamlar
1939-1959 yıllar döneminde yine düştügünü gorüyoruz. Yirmi yıllık dönem
içinde Kumukların rakamı 20 806 kişiye artıyor, yani nüfus artışı yüzde
15 -16 çivarındadır. Şüphesizdir ki, bu rakamlar Kumukların 2. Dünya
savaş sırasında yitirdigi kayıplar gösteriyor.
[7,10, 11,14].
3. Sovyet iktidarları\'nın Dagıstan\'da uyguladıgı ethno-kültürel tecrid politikaları
1917. Rus İhtilalı sonrası Dagıstanünın ethno-kültürel yönden
gelişmelerinde iki ozel dönemi ayırtma bilirız. İlk dönemi Türklerin
rönesans dönemi dıye tanımlamak mümkündür. Bu ilk döneminde 1923\'de
Kumuk Turk dili Dagistan\'da devlet dili olarak resmi dil olarak Kabul
edilmişti. Yeni devlet okullannin dili Türkçe oldu. Türk Üniversitesi,
Türk Kolleji, Türk okulları hayata başlamıştı.Dagistan\'da Yoldaş:
Dagistan fukarası, Maarif yolu adlariyla Tükçe (kumukça) gazeteler ve
dergiler cikmaya baslamiştı. Dagistan her yönden bir Türk lider ülkesi
olmuştur, tanımlanmıştır ve onun çerçevesinde diger Kuzey Kafkasya
Cumhuriyetleri de birleşmiştir. Bu egilimleri hesaba alarak unlü
professor Bekir Çobanzade, o dönemde Kumuk Tiükçesinin Kuzey
Kafkasya\'daki birleştirici rolü hakkinda yazmistir. Professorun
fikrince, eger böyle bir gelişmeler uzatılabilseydi Küzey Kafkasya,ya
bir parlak gelecegi hazırlayacakti ve bu bölgede tumu Türkçe konuşan
yeni bir siyasi millet yaratılmak mümkündu
[5].
Ama 20\'lı özellikle de 30\'lu yıllann sonunda Stalin\'in diktatorlügü
nedeniyle milli siyaset, toplum hayatı, sosyo-kültürel durumlar
degiştirildi ve bundan ewelki ilereyici gelişmeler durduruldu. Demek ki,
bu yıllarda ethno-kültürel politikalarının ve gelişmelerinin temelinden
degiştirildıgi dönem başlanmıştır.
Sovyet İktidarları Dagıstanda Türk Milli kültürünün temellerini
gizli entrikalarla çürüttü. Böylece Kumuklar ve onlarla tarihler boyu
karışmış ve akraba olan kavimler Tirkiye"den hem de diger müslüman
dünyasının tarihi literatüründen hem de ilmi mirasından tecrid
edildiler. Bunu birkaşyolla başardılar: Eski Sovyetler"in güney
sınırları boyunca bir demir perde çekerek ve dışarıdakileri
yalanlayartak ve seri alfabe degişimlerine giderek.
Önce Küzey Kafkasya Türki (Çagatay) dilinde asırlardır kullanılan
standart Arap (Ajam) alfabesinin yerine reforme edilmiş arap-fars
alfabesi getirildi. Sonra 1929 da latin alfabesi,1939*40 yıllarında
kiril alfabesinin çeşitli formlari kabul edildi. Çeşitli dialektler ve
resmi dillerin herbirisinin yazımı için farklı alfabesi kullanıldı.
Kiril alfabesinin kabulü iki önemli sonuç yarattı: birincisi, rusçadan
ödünç alınan kelimelrle suni olarak dogan bu yeni diller zenginleşerek,
türklerün birbirlerinin dillerini anlamaz hale gelmelerine yol açnı.
İkinci olarak da, yeni neslin hem Tirkçe alfabesiyle yazılmış çok
sayıdaki edebi mirastan mahrüm olmalarına hem de Sovyetler Birligi
dışındaki diger müslüman dünyada yazılan eser ve metinleri
anlamamalarına, hatta inkar etmelerine ve eski kültürü bilenleri de
modası geçmiş fikirlerle dolu kabul etmelerine sebep olmuştur. Bu durum
Dagıstanlıları ve tüm müslüman Kafkasyalıları, genel anlamda dünyanın
diger kısmından ve özel anlamda da Türk dünyasından fikir ve kültir
açısından tecrid edılmelerine yol açtı. Tirk Üniversıtesi, Türk okulları
kapatıldı, "Türk" kelimesi bile yasaklandı.Resmi dil olarak yalnız Rus
dili kabüllendi.
Şunu söylemek gerekiyor - 1917-1930 yıllar dönemi Dagıstan ile
bütün Küzey Kafkasya da Türk İdeya ve İdelların geniş şekilde real
hayatta gerçekleştirildigı demek ki bir Tirk Rönesansın dönemi dıye
bellirtmek mimkindindir. Bu dönemde yerel Türk-Kumuk yönetiçilerin
(onların lideri Celal Korkmas(ov)dı) etkisi çok yüksekti. Ama böylece
gelişmeler Bolşevıklerın amaçlarına aykırı çıkıyordu. Bu nedenle erte ne
geç Moskova tarafından sert tedbirler alınajagı bellıdı. Celal
Korkmas(ov)un 1931 yılında Dagıstandan Moskovaya çekilerek ve ardından
da repressıya edilmesinden sonra DSSR\'da yerel Türk-Kumuk yönetiçilerin
etkisi zayıflatıldı. Halbuki pantürkizme karşı hareketler başlatıldı
yerel Türk-Kumuk yönetiçileri karşı her türlü suni suçlarla represıyalar
yapıldı. 1930\'lı yıllarda Türk Kafkası\'nın kimlik ve düşünce yapısına
iki darbe indirildi. Bunlardan, millet kimligi olarak Türk adının
yasaklanması, digeri ise Rus Kiril alfabesine geçişidir. Türk Türklük
terimler birdenbire resmi yazışmalardan ve beyanlardan kaldırıldaı.
Meselen, Yerine sosyal taniyonu yükselten ve dagıstan milletler arasında
stratejik kaynakların rekabetine yönelen "milliyetçilik" kavramı
getirildi. Bu politikaların tesiriyle 1938 de dagıstan türklerine
(terkemelerine) eskı Türk adının yerine \'azerbaycanlı\' ismi verildi.
Böylece dagıstan türkleri etnik tarihi geçmişinden tecrid edildi.
Böylece Kumukların binlerce yıllık Türk kımligine son verilmekteydi.
Bunun yerine cografi bir kimlik;Dagıstanlı adı ikame edilmektedi. Türk
adınınn ise "feodal, işgalcı ve istilacı" kimligi ifade etmesiydi. Buna
uygun olarak Dagıstanı\'nın tarih,kültür,edebiyat6 ve dil anlayışı da
degiştiridi. Kumuk Türkleri ise - eski tarihlerinde \'türkleştirilen
lezgiler" (N. Marrın deyimiyle) şeklinde tarif edildi. 1920 yıllarında
Nikolay Marr tarafından ortaya adılan teze uygun olarak \'dıl bakımdan
zorla türkleştirilmiş lezgiler" kimligi aşılanmaya başlandı. Kumuk
Türkleri tarihi geçmişinden tecrid etme politikaları başlandi
Sovyetlerle başlayan Türk Kafkas\'nı Türk şuurundan arındırma
sıyaseti sadece madde dengelerle degil, soyut düşunce psikolojik
yöntemlerle de hayata geçirilmekteydi. Anlaşılacagı gibi 1930\'lı
yıllarda Türk Kafkası\'na , Türk Dagıstanı,na yeni bir toplumsal kimlik
ve yapı kazandırmak istenmiş ve bunda da büyük olçüde başarılı
olumuştur.
4. Sovyet iktidarları\'nın Dagıstan\'da uyguladıgı tehcir politikaları
Sovyet politikalarının en bariz ve başarılılarından biri, sovyet
iktidarları\'nın Küzey Kafakasya,Dagıstan\'da uyguladıgı Sürgün ve
Tehcir politikalarıdır.
Sovyet hukumeti tarafından mılletlere karşı uygulandıgı bu baskıcı polıtıkalar Dagıstan tarihinin bir Trajedı sahıfası sayılır
[6]
15.10. 1941.de Dagıstandan Kazakistana ilk olarak sürgün edılen mıllet
bu yerlere 1880. Yıılarda Austriyadan göç ederek yaşamakta olan Alman
koloni mensublarıdır (umumi rakamı *7306 kişi). Bunlardan sonra 23.02.
1944de ise bu yıllarda sayısı 40 bine ulaşan Avuklar yani dagıstan
Çeçenleri sürgune ugramışlar. Onların ardı ile sürgüne ugramış olan
Çeçenlerin anavatanlarına (Dagıstanda ve Çeçen*İnguş Cumhuriyetindeki)
daglı kavimlerden Avarlar ve onlara akraba sayılan kavimler (70 bin
kişi) Dargiler 10 bin kişi)9 Laklar 7 bın kişi deportation yani şiddete
dayalı göç ettirilmiştir. Bazi kaynaklarların melumatlarına göre
şubat-nisan döneminde 1944 de böyle bir sürgün cezası Dagıstan,daki
Kumuk Türkleri,ne uygulanmak durumda oldugu bellidir. Kumukları bu
cezadan Stalin,in Kafkasdaki kommunist arkadaşı Azerbaycan lideri
Mir-Cafar Bagirov kurtarmış oldugu söylenir
[2].
Kumuk Türkleri bu dönemde sürgünlerden kurtarılmış olsa da, ama
Sovyetlerin tehcir politikalarının sonuçunda çok kayıplara
ugramışlardır.
İlk olarak Çeçenleri ve İnguşları surgunünden ıkı ay: balkarları
ve karaçayları surgunünden bır ay geçtikten sonra, 12 nısan 1944\'de
Çeçenlerden, boşalan topraklara Mahaçkale civarındaki köylerde yaşayan
Targu Kumuklarının 10 binlik eski Hazar toplulugu (Targu, Kahulay,
Albörügent köylerinin ahalisi) kendi topraklarından zorla göç ettirildi.
Çeşitli cephelerde savaşan ve savas sırasında oğlunu, eşini
kaybedenler, Kızılordu\'nun açtığı ekonomik yardım kampanyasına
katılanlar dahil, herkes sıddet tedbırlere tutulmuştur ve goc
edilmiştır. Yaşlı, kadın ve çocuk farkı dahi gözetilmeden tüm Targu
Kumuklar,ın halkı bır hafta surecin icinde sürgününden önce Cecenler
yasadıgı köylere önce askeri araçlara doldurarak götürülmüştu.
Kumuklar,ın kendi toprakları ise idari bir kararname uyarınca Gunib
ilçesindeki Avarlara, Dargilere, Laklara verildi. Targu Kumukları
Çeçenlerin dönmesi üzerine kendi anavatanlarına yerel iktidarlardan izin
almadan dönmişlerdir. Bu sebepden olsa mümkündür, 50 yılldır onların
kurdugu "Anji" komitesi talep etmiş oldugu anatoprakları her türlü
bahanesiyle mülk yesılerine geri verilmemektedir
[4].
Halbuki, 1994 de Dagıstan,ın yeni suni demokrasi, gerçekde ise komünist
kökenli resmi iktidarlarının kararnamesiyle bunların anavatanlarına
sürgün öncesi Çeçenlerin sayılan eski Avyh kasabasında yaşayan Laklar
göçürülmek aşamasında. Bu da Dagıstan,da etnık tansiyonu yükseltmekte ve
milletler arasındaki çatışmalara yol açmakta.
1957 yılında Çeçen-İnguşların sürgün yerlerinden Kafkasya\'ya
dönmeleriyle birlikte Çeçen-İnguş Özerk Cumhuriyetinin yeniden
kurulmasıyla, Dağıstan\'a verilen 6 bölge Çeçen-İnguş\'a iade edildi.
Bunun üzerine güney Dağıstan\'dan Avarların bir kısmı küzeyde Kumukların
anavatanları olan Hasavyurt, Kızılyurt, Babayurt bölgelerine göç
ettiler. Bu bölgeye aynı zamanda Dargi köyleri de göç etmişti. Sürgünden
dönen Çeçenlerin bir kısmı ile birlikte Lak, Avar ve Dargiler dt ovalık
bölgedeki eski Kumuk köylerine yerleştiler. Böylece ovalar önceden tek
etnik grup olan Kumukları barındırırken, karışık etnik grupların bir
arada yaşadığı yerler halini aldı. Etnik gruplar arasında yayla, su,
otlak konularında çıkan anlaşmazlıklar etnik çatışmaya dönüşmeye
başladı.
1960\'lı yılların sonunuda Güney Dağıstan\'daki Lezgi, Avar,
Dargin, Tabasaran gibi halklara mensup dağ köylüleri Dağıstan ovalarının
ekolojik şartları gözardı edilerek Kumuk bölgesine yerleştirildiler.
1970\'li yıllarda dağ köylülerinin ovalarda yerleşimi önceki yıllara
göre nispeten düşük ölçüde devam etti. Dağıstan\'da iç göç sebebiyle
dağlar ıssızlaşırken ovalarda nüfus aşırı derecede arttı ve etnik
gruplar arasında etnik problem ve çatışmalar baş göstermeye başladı.
1958-1988 yılları arasında dağ köylerinden ovalara göç edenlerin
sayısının altı kat artması (bazi kaynakların veilerine göre, Kumuklar,ın
anavatanlarına göç ettirilrn daglıları sayısı 300 binn aşmaktadır)
Kumuk ve Nogay Türklerinin hayat kaynaklarında sıkıntı yarattı. Verimli
topraklarda göçmen kasabalarının kurulması bu toprakların verimlilik
oranını azalttı
[9]
Sistemli bir şekilde devam ettirilen göç hareketleri neticesinde
Dağıstanın başkenti Mahaçkala\'da Avarların ve Dargıların çoğunlukta
olması cumhuriyetin politik ve ekonomik yönetiminin de bu halkların
mensuplarının ellerinde toplanmasına yol açmıştır. Dargı ve Avarların
Kumuk arazilerini işgal etmeleri Kumuklarla Avarlar arasında etnik
çatışma tehlikesine yol açmıştır. Bu olay aynı zamanda Avarlar ile
Dargıların etno-politik birliğinin oluşmasını sağlamıştır. Laklar da bu
etno-politik birliğe girmişlerdir. Böylece Avar, Dargı ve Lakların
toplumsal ekonomik çıkarlarının birleşmesi ve cumhuriyetin iktidar
mekanizmasının bu üç etnik grubun elinde toplanması bu etnopolitik
birliğin Dağıstan\'da egemen bir tabaka oluşturmasını sağlamıştır.
Bir zamanlar Kuzey Dağıstan ovalarının ve Hazar denizi
kıyılarının hakim etnik grubu olan Kumuklar 1990\'lı yılların başlarında
kendi bölgelerinde % 22 oranında bir nüfusa sahip azınlık durumuna
düştüler. Sovyetler Birliği döneminde yöneticilerin dağlık bölgelerden
büyük ölçüde Avar, Lak ve Dargı nüfusunu Kumuk arazilerine
yerleştirmeleri Kuzey Dağıstan\'ın etnik kompozisyonunda geri dönülmez
bir karışıklığa yol açmış ve etnik çatışmalara zemin hazırlamıştır
[16].
Ekilebilir arazilerinin yarısını kaybeden Kumuklar şehirlere göç etmek
zorunda kalmışlardır. Bugün Dağıstan\'ın şehirli nüfusu içinde Kumuklar
önemli oranlarda yer almaktadırlar. Kumuklar Dağıstan halkları arasında
şehirleşme oranı en yüksek etnik gruplardan biridir. Buna rağmen güçlü
bir etnik kimliğe sahiptirler.
Etnik gruplar arasındaki gerilim sebebi ise Sovyetler Birliği
döneminde Moskova\'nın Dağıstan\'da uyguladığı yanlış göç ve toprak
politikasıdır. Tarih boyunca birlik ve beraberlik içinde oldukları
gözlemlenen Dağıstan halkları Sovyetler Birliği\'nin dağılmasıyla
birlikte etnik çatışma tehlikesinin içine girmiştir.
Bunun için tesadüfi degildir ki, Kumuklar,ın Tenglik (Eşitlik)
hareketi Dağıstan\'da ve Kafkasya\'da önemli bir siyası hareket halini
almıştır. Kumukların arazi bütünlüğünün elde edilmesi ve korunması için
Tenglik Dağıstanı halkların eşit hukuklu federasyonu biçiminde kurmayı
en geçerli çözüm yolu kabul etmektedir
[8].
2000.li yıllardan etibaren hem Dagıstan, hem de Rusiya,da İlim alanında
ise en etkili teşkilatlardan "yeni kumuklar,ın" kurdugu Kumuk İlim ve
Kültür Kurumu (rusça - KNKO). sayılır Bu teşkilat Kumuklar,da Türk
şuurun geliştirmesine, kumukoloji alanında Kumuklar,ın tarihin, dilin,
kültürün ve günümüzdeki sorunların araştırmasına büyük bir katkıda
bulunmaktadır. Son vakitlerde "genç Kumuklar,ın" kurdugu ve "Dayanışma"
dıye adlandırdıgı halkın hakklarını savunan bir diger teşkilat da siyasi
sahneye çıkmaktadır.
Kafkasya tarihinde ve kültüründe mühim rol oynamış olan Kumuk
Türkleri günümüzde de Dağıstan toplumları arasındaki önemli konumlarını
korumaktadırlar. Kumuklar,ın anavatanları ise patlamaya hazir
durumdadır
Sonuç olarak şunu da söylemek isterim, Dünya Türklüğünün bir
Lider Ülkesi olan Türkiye Cumhuriyeti, Kumuk Türklerinin güven duygusunu
daha da artırmaktadır. Eğitim, kültür, sanayi, ekonomi, siyasi ve
askeri alanlarda daha da ileriye giderek 21. Yüz yılın hatırı sayılır
birkaç dünya ülkesinden biri olması dileğimizi burada tekrar diliyoruz.
Kendilerini, iki binli yıllara damgasını vuracak TÜRK DÜNYASININ
ayrılmaz parçası olarak gören Kumuk Türkleri, haklı davasında kardeşlik
ve dayanışma duyguları içinde her zaman ve her yerde, hangi şartlarda
olursa olsun yok olmayacak ve varlığını sürdürecektir".
Son Notlar
[1] Aliyev Kamil, "Kumukların Tarihi ve Günümüzdeki Sorunlan" // Avrasya Etüdleri, II/2, Ankara 1995, s. 69, 70, 71
[2] Aлиев К. Как Багиров заступился за кумыков // газета "Тенглик". 1991. Март. №4(7).
[3] Алиев К. Проблема происхождения кумыков в советской идеологии и историографии // КНКО: Вести. Вып. № 5, 2001, Махачкала.
[4] Алиев Ю. (в соавторстве). Беспамятство смерти подобно. Махачкала.2010.
[5] Dç.Dr.Alıyev K. Türk Dili ve
Kültürünün Kafkaslar,daki Rolü // 2.Uluslararası TÜRK KÜLTÜRÜ KURULTAYI.
Fethiye. 03*05 aralık 2009. S.33-37.
[6] Ибрагимов М.-Р.А. Депортации
населения Дагестана в 1941-1944 гг. // Алиев Ю. (в соавторстве)
Беспамятство смерти подобно. Махачкала. 2010. С.5-21.
[7] Кавказский календарь на 1902 г. С.124
[8] Кумыкское народное движение. Материалы и исследования. Сост. комментарии. К.М. Алиев. Махачкала.1996.
[9] Османов А.И. Аграрные преобразования в Дагестане и переселение горцев на равнину (20-70-е годы ХХ в.). Махачкала.2000.
[10] Районированный Дагестан (административно-хозяйственное деление ДССР по новому районированию 1929 г.). Махачкала.1930.
[11] Республика Дагестан. Административное устройство, население, территория (60-е годы XIX в.- 90-е годы XX в.). Махачкала 2001.
[12] Русское население Дагестана . Махачкала, 1996. C. 4-5.
[13] Трубецкой Н.С. О народах Кавказа (1925) // Трубецкой Н.С. Наследие Чингисхана,- М.: Аграф, 2000. С.472-480. 148.
[14] Хашаев Х. М. Общественный строй в Дагестане XIX века. М. 1961.
[15] Prof.Dr. İsmail Mehmetov. Türk Kafkası\'nda Siyaset ve Etnik Yapi. İstanbul. 2009.
[16] Doç. Dr. Ufuk TAVKUL. KUMUK
TÜRKLERİ. Tarihleri, Sosyal Yapıları ve Dilleri Üzerine Bir İnceleme //
Kırım Dergisi, 13 (50), 2005, 29-39.ss.